Kendi kendime konuşuyordum, insanlar deli sanıyorlardı. Şimdi yazıyorum, artık insanlar deli olduğumdan eminler.
28 Mart 2007
Erkek erkeğe Mutfak Sohbetleri : Makarna
Başlığı görür görmez anladınız değil mi olayı :) Size bugün makarna tarifi vereceğim. En kolayı o zira.
Efendiiim, öncelikle bir paket spagetti tabir edilen ( neden çubuk demeyelim buna) makarnadan alınır. Geçmiş tecrübelerimiz makarna konusunda bize belli bir uzmanlık vermiş olsa da yine de paketin üzerindeki pişirme talimatı okunur. Makarna pişirme konusunda bir gelişme yaşanmadığı görülerek mutlu olunur.
Evdeki en büyük tencereye alabildiğince su koyulur ve ateşin üzerinde kaynamaya bırakılır. ( ki bu tencere hiç bir zaman makarna pakedinin üzerinde yazan kadar büyük olamaz. "yaklaşık 5 litre suya" diyor adamlar, evdeki akvaryumda bile 3 litre su var. e yani) Kaynama kısmı çok önemlidir. Zira kaynamamış suya ( soğuk demeye dilim varmadı ama herkes acemi oldu değil mi bir zamanlar) atılan makarnaların, makarna olmaktan vaz geçerek birbirleriyle birleşme ve bir hamur yumağı olma eğilimleri olduğu "ülen bir makarna yapmak ne kadar zor olabilir ki" diye mutfağa gidilen ilk makarna yapma deneyiminde bizzat öğrenilmiştir.
Su kaynamaya yakın içine bolca tuz atılır. Eğer makarnanın tencerenin dibine yapışmasından endişe ediliyorsa bir miktar sıvı yağın da suya katılması anlayışla karşılanmaktadır. Bu yağ olayını öğrenene kadar 1 paketten 1 porsiyon bile makarna çıkaramamış olmanız sizin kabahatiniz değildir. Suyun kaynadığı, ciddi ciddi fokurdadığı görüldüğünde makarnaları içine atma vakti geldi demektir.
Burada cins ve acemi bir erkek makarnaları tek tek atma eğilimi sergiler. Bu yaklaşımla son makarnaya gelindiğinde ilk 25 makarna eriyerek suya karışmış ve ondan sonraki makarnalar da muhtelif kıvamlarda pişerek "makarna pişirmenin 40 yolu" isimli kitaptaki her bir yola ait örnekler haline gelmiş olurlar. Bu durumdaki makarna "anneminki daha güzeldi sanki yahu" içsel düşüncesiyle yenebilir durumda olmakla birlikte, sindilirilebilir olma özelliğinden çok şey kaybetmiştir. Tabak bittikten 30 dakika kadar sonra "elle göbeği ovuşturma" seromonisi sizi beklemektedir.
Kaynayan suya bütün makarnaları birden atmak gerekmektedir. Lakin bu çubukların tencereden uzun olmaları gibi bir durum söz konusudur. Bu durumda acemi erkek:
1. panik yaparak dışarıda kalan uçları şiddetle bastırmak suratiyle tencereyi devirmek
2. makarnayı kırıp öyle atma düşüncesiyle geri çıkarmaya çalışmak
3. kaşık ya da adı bilinmeyen bir mutfak aletiyle hızla vurarak ortalığı batırmak
4. daha büyük olduğunu düşünülen ve kesinlikle daha küçük olan bir tencereye ( bkz : erkeklerde görsel algı ve farazi oransal yorumlama) suyu ve makarnaları aynı anda boşaltmaya çalışarak ocağı, halıyı, fırını, pantolonu ve atleti ( erkek adam atletsiz yemek pişirmez) eğer akıl edebilmişse mutfak önlüğünü, akşam yemeğini ve her iki tencereyi çok uzun bir süre kullanılmaz duruma getirmek
5. ikinci dereceden az olmamak kaydıyla vücudunun en az %2 'sini yakmak
şeklinde genellenebilecek davranışlardan en az birini birini sergiler.
Oysa bu davranışları daha önce sergilemiş olan tecrübeli erkekler, makarnaların dışarıda kalan uçlarında sakince bastırıldığında, bir süre sorna ( ki bu pişme süresi dahilinde kabul edilebilir bir süredir ) makarnaların aynı sakinlikle tamamen tencerenin içine girdiğini bilirler.
Makarnalar suya başarıyla sokulduktan sonra erkeğin temel endişesi süredir. Üzerinde 7 ila 9 dakika arasında yazan zaman dilimi daha önceki tecrübelerinde 15 ile 42 dakika arasında denenmiş ver her seferinde farklı sonuçlar alınmıştır. hatta bu sonuçların bazıları üst kattaki komşunun itfaiyeyi araması şeklinde bile olabilir. Zira "erkeğin el kitabı"nda "7 dakikada neler yapılabilir" başlığı altında yer alan hiç bir seçenek, bir erkek tarafından 7 dakikada tamamlanabilecek bir şey değildir. Ya sadece bakmaya gitmişken televizyona dalar, ya elimi yüzümü yıkayayım derken oradan küçük abdeste oradan da büyük abdeste geçiş yaparak dergideki son teknoloji haberlerine dalar, epostalara şöyle üstünkörü bir bakayım derken gözü yanıp sönen bir a/s/l mesajına takılır, ona cevap verir falan filan....
Ama tecrübeli erkek bilir ki : "yemek pişerken, süreyle ilgili bir olay söz konusuysa gözünü yemekten ayırma". Yine bilirler ki "mutfakta ne kadar hızlı dolaşırsan dolaş pişme süresi sabit kalır."
Bu süreçte "pişmiş midir ki artık" kontrolü erkeğin yaş ve tecrübe durumuna göre metal çatalla tadına bakarken dudaklarını yakmak, cama yapıştırmak, tavana yapıştırmak, bir diğer arkadaşa tattırmak, tabağa koyup tabağı yan çevirerek kayıp kaymadığına bakmak, havaya atıp tutmak ya da tutamamak, kız arkadaşın bluzundan içeri atmak ve tahta kaşıkla tadına bakmak seçeneklerinden bir ya da bir kaçıyla yapılır.
Piştiğine kanaat getirildiğinde ise acemi erkekler tarafından hemen, tecrübeli erkekler tarafından ise 1-2 dakika daha beklenerek ateşten alını. Zira tecrübeli erkek "tek pişmiş olan makarna sizin kontrol ettiğinizdir, diğerleri kesinlikle henüz çiğdir" şeklindeki Murphy kuralını ve Murphy'nin de bir erkek olduğunu bilir.
Ateşten alınan makarna, makarna süzgeci isimli alete küllüyen ve bir çırpıda ve korkmadan boşaltılarak süzülmek zorundadır. ("Suyu çekinceye kadar" tarifi pilav içindir arkadaşım...) Bu süzme işlemi sırasında süzgecin lavabonun içinde olması en akıllıca olanıdır. Makarna süzgecine ne gerek var hepsi süzgeç değil mi işte diye evdeki başka bir süzgeci de kullanabilirsiniz. Lakin bu süzgeç eğer tel süzgeç gibi sık delikli bir süzgeç değilse o zaman lavabonun çok temiz olmasına fayda var. Zira gözünüzün önünde süzgecin delikleri arasında süzülerek süzgeçi terkeden ve sizi "aaa aaa anaaa aa aa aaa" diye bağırtan makarnaları o lavabodan tek tek toplamak zorundasınız demektir. Ve evet o makarnalar acayip bir şekilde yapışırlar lavaboya...
Eğer makarna süzgeci kullanmışsanız, bir takım asi makarnaların bu süzgeçten kaçmaya çalışması ve değişik uzunluklarda saçaklar oluşturması normal bir davranıştır. Bu saçaklanmış makarnaları tercihen uzun olan taraftan çekerek ( evet elinizle, korkacak bir şey yok. makarna onlar. biraz sonra yiyeceksiniz hatta) tencereye atmanız, "lavaboya değmiş midir, pis midir" düşüncesine kapılacak kadar titizseniz, önce şöyle bir sudan geçirmeniz de makarna yaparken kabul edilebilir bir davranıştır.
Makarnaları şu ya da bu şekilde süzdükten sonra annenizin yöntemine göre soğuk sudan geçirebilir ya da geçirmeyebilirsiniz. Bu size kalmış.
Sonra az önceki tencereye ( eğer hala kullanılabilir durumdaysa) zevkinize göre bir miktar yağ (tere, sıvı, mısır, zeytin, soya, boya ( karışır bazen korkacak bir şey yok) vb.) koyarak yağ ısınınca ( rengi değişince ısınmış değil yanmış oluyor) süzülmüş makarnayı boşaltıyoruz. Beyler, burada önemli bir püf noktası var : makarnalardan ne kadarı tencerenin içine girerse o kadar çok makarna yiyebilirsiniz. ( ayrıca bakınız : halı üzerinde ezilmiş, haşlanmış makarna temizleme kılavuzu )
Burada artık süre falan yok, şöyle 1-2 dakika çevirip kapatın tencerenin altını, yeter artık daha fazla atraksiyona gerek yok. Makarnanız pişti ve yenmeye hazır.
Mutfak hala kullanılacak haldeyse isterseniz sos falan da hazırlayabilirsiniz ama sakın bana güvenmeyin o konuda. Sevmem de, yapmam da, yemem de...
Bütün bunlardan sonra makarnanızı yenebilir bulduysanız ve yediyseniz, makarna pişirdiğinizi arkadaşlarınıza söylediğinizde "makarna pişirilmez haşlanır" diye bir laf duyacaksınız ki bu aynı "ney çalınmaz üflenir" gibi bir şehir efsanesidir. Takmayınız kafanıza.
Çubuk makarna dışında burgu, fiyonk, erişte, yüksük, boncuk, kelebek, mantı, dirsek, çarliston, petek, bukle, lazanya, şapka, teker, sebzeli, kepekli, veronelli, hayvancıklı, harfli gibi isimleri olan bir çok çeşit makarna daha bulunmaktadır. Ayrıca bu makarnaların numaraları, ince ve kalın kesim gibi çeşitleri falan da olabiliyor. Bu ürünler de aynı şekilde pişirilirler. Sadece süre kısmında küçük değişiklikler olabilir ki bunlar da paket üzerinde yazar.
Beyler; ellerinize sağlık, cümleten afiyet olsun :)
Makarnanin pisip pismedigini test hususunda Tezgaha firlatmak usuluyle yapisip yapismadigi kontrol edilerek (not tezgahtan dusmusse yapismamistir) bir sonuca varilabilir, uygundur, eglencelidir, basittir. Yanliz bir sure sonra (birkac ayda bir) tezgahta yapisli duran makarnalari temizlemek icap eder. Amac: makarna attigimizda hangi makarnaydi bu yaw, diye dusunmemektir..
YanıtlaSilBir makarna tarifi incelikleri ile ancak bu kadar anlatılabilirdi sanırım. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilbir yemek tarifini okurken bu kadar eğlendiğimi ve güldüğümü hatırlamıyorum!!!
YanıtlaSiltürkçeyi çok iyi kullanmışsın. Tebrik ederim. Hem makarna için hem de bu güzel yazı için ellerine sağlık..
yeni tarifleri bekliyorum..
süper bi tarifti yaa...eğer erkekler böyle yemek yapıyorlarsa..ben evlendiğimde kocamı mutfağın kapısından bile sokmayacağım...eline sağlık çok keyifli bir tarifti...
YanıtlaSilDoğrusu bu biloğu fark edeli 5 gün oldu.Yazılar çok keyifli doğal bir mazihi dille anlatılmış. Tebrik ederim.
YanıtlaSilMakarna konusuna gelince :) şu an bu konuda uzman biri olarak yazınızda anlatılan acemilikleri atlatmadım değil hani.Tespitlerinizi ve bunları yorumlama şeklinizden dolayı tekrardan kutlarım.