17 Mart 2007

Şemsiye Çikolata

Çocukluğumda vardı, bu sıralar her yerde görmeye başladım yine.

Koni şeklinde bir çikolata. Tabanında şemsiye sapı şeklinde plastik bir sap var. Mabel'den çıkmış (yine). Hep var mıydı yoksa son zamanlar da mı çıktı emin değilim. Migros'ta gördüm, ( 4'lü paket satıyor adiler, satsanıza tek tek, 4 lü satınca hepsini yiyoruz mecburen...) bir pastanede gördüm; kasanın yanında askıya asmışlar tersten.

Üzerinde bir şeffaf naylon kap var. Sap kısmına minicik bir kurdele ile bağlı. Kurdeleyi açıp naylonu çıkardığınızda üçgen bir kağıt parçası düşüyor. Marka falan var üzerinde. İçinde renkli bir kağıt daha var çikolatayı saran. Onu da açtığınızda hedefe ulaşıyorsunuz.

Koninin tepesinden (ince ucundan yani) başlıyorsunuz yemeye. E ince tabi kolay ısırılıyor. Ama yedikçe giderek daha da zorlaşıyor ısırmak. Hem o plastik sap koninin ortasına kadar geliyor. Tam zar zor ısırmışken bir de plastikle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Ama son bölümde ısırmak için uğraştığınızda zaten beceremiyorsunuz, plastik sapı zorladığınızda cikalota ( "çukulata" daha oburca bence) ortadan kırılıyor kocaman bir parça ağzınızda kalıyor.

Plastik sap, kaymasın diye üzeri pürtüklü olurdu eskiden. Şimdi sap düz, en ucuna çıkıntılı bir bölüm yapmışlar, o tutuyor.

Bitince, insanın elinde salak plastik bir cengel kalıyor. Oysa o salak çengele kanıp da almıştım ben o cikolatayı. Saklayayım dedim ama o çikolatayı bana aldırmak dışında yarayabileceği bir iş de yok gibi gözüküyor. Neyse atayım ben. Gerekirse temin etmek çok kolay ( ve keyifli) zaten :)

2 yorum:

Ori dedi ki...

Yani ben yazına baka baka, sen yedin çikolatayı! Zaten birincilik ödülüm de yenildi. Yiyin efendiler, yiyin ama bilinki yediğiniz Halil İbrahim Sofrası'ndan değildir:)) Şaka bir yana Golden Çikolataları'nın eski bir şubesi vardı Kocamustafapaşa'da, bir ermeni amcaya ait. Birden o vatandaşı anımsadım. Ne güzel biriydi, sanki çikolata gibi, çok da saygılı. Tşk...

Adsız dedi ki...

nesneler üzerine düşünmeyi severim .Bende ya da başkasındaki çağrışımlarını öğrenmek hoşuma gider.Ayrıntılar hayatın kendisidir.Gereksiz bulmam onları.Teşekkürler...